Monday, November 27, 2006

Piyanonun beyaz kuşları




Uzun zamandır yazacağım, yazamıyorum, Fazıl Say 19 Kasım'da burada Chicago'da inanılmaz güzellikte bir konser verdi ve ben de bu konseri izleyen şanslı kalabalık arasındaydım. Chicago Senfoni Orkestrası'nın sahnesinde olan konsere giderken, tabii ki sanatında iyi olduğunu biliyordum Fazıl Say'ın ama gerçekten bu yüksek beklentilerimin bile çok üstünde bir performans sergiledi o. Konser programı dahilinde Say Bach'tan Prelude and Fugue in A Minor, yine Bach'tan Say düzenlemesiyle Passacaglia in C Minor, Beethoven'dan Sonata No. 17 in D Minor (Tempest) ve son olarak da Lizst'in Sonata in B Minor'ını çaldı. Ama sadece 'piyano çalmak' demek haksızlık olur bence performansına.. Daha çok, bizi koltuklarımızdan alıp bambaşka bir dünyaya götürdü Fazıl Say.

İşini çok iyi ve çok severek yapan herkes gibi Fazıl Say da kendini kaybediyor o anın içinde çalarken.. Piyanonun tuşları küçük beyaz kuşlar gibi gökyüzüne uçuveren notalara dönüşüyor parmaklarının altında.. O kuşlar alıyor dinleyeni, bembeyaz bulutların, duru göllerin, koyu yeşil ormanların, ve çivit mavisi bir gökyüzünün kapladığı bambaşka bir dünyaya götürüyor kanatlarının üzerinde.. O dünyada müziğin büyüsüyle canlanan piyanonun tuşları, inci bir kolyenin taneleri gibi teker teker dökülüyor yüreğine insanın.. Bir anda dağılıveriyor beyaz kuşlar dört bir yana ve sonsuz, serin bir okyanusa dalıveriyor insan, notaların değişen dalgaları, kendilerine ait sesleriyle.. Yarattığı bu dünyayı herkesten iyi o biliyor ve şaşkınlıkla, huşu içinde farkediyorsunuz ki, o piyano çalarken bu dünyaya ait değil zaten.. Belki de her parça bittiğinde etrafına biraz sarhoş, biraz şaşkınca bakması, daha sonra da alkışları her seferinde ayağa kalkarak kabul etmesi bu yüzden. Bu dünyaya geri döndüğünde farkediyor ancak sahnede olduğunu sanki, ve buna uyum sağlaması biraz zaman alıyor..

Bitmeyen alkışlar sonunda tam üç kere 'bis' (sahneye geri dönüş) yaptı çaldıktan sonra, ilkinde o inanılmaz güzellikteki 'Kara Toprak'ı çaldı. Bir insan piyanodan nasıl bağlama sesi çıkarabilir? İşte bunu gösterdi bize Fazıl Say.. İkincisinde caz melodileri ile süslenmiş bir parça ve üçüncüsünde ise Mozart'ın Türk Marşı'nın kendi yorumu olan caz varyasonunu çaldı.. Hepsini de giderek artan bir hayranlık ve mutlulukla izledik. O gerçekten de sahnede kendini buluyor, her ne olmak isterse o oluyor piyano çalarken, ve bundan hem kendisi çok büyük bir keyif alıyor, hem de onu dinleyenleri eşsiz bir yolculuğa çıkarıyor.

Türkiye'den işini böylesine iyi yapan insanlar çıktıkça, ülkem hakkında umutlarla doluyor içim.. Seviniyorum.

No comments:

Post a Comment