Monday, November 13, 2006
Pazartesi yorgunluğu
Hava çok soğuk ve karanlık bugünlerde, 'kara kış'ın ortasına doğru ilerliyoruz gittikçe. Günler iyice kısaldı ve havanın saat 4 buçuk civarlarında kararması bende uyuma isteği yaratıyor erkenden. Bugün dersten hemen sonra kendimi pek iyi hissetmediğim ve biraz başım ağrıdığı için hemen eve geldim, ağrı kesici alıp kendime vanilyalı Rooibos çayı yapıp yattım. Dışarının soğuğundan sonra evimin sıcaklığı ve rahatlığı çok iyi geldi gerçekten, tam 2 saat uyumuşum! Zaten ne zaman kısa bir öğle uykusuyla dinlenmek istesem 20 dakika olan uyuma hedefim bir buçuk iki saate kadar çıkıyor mutlaka.
Elif Şafak'ın 'Mahrem'ini okumaya başladım, okuduğum diğer kitapları olan Pinhan, Araf, Bit Palas ve Baba ve Piç arasından en çok Pinhan'ı beğenmiştim. Bu kitabı sanırım diğerleri arasından en çok Pinhan'a benziyor yazılış tarzı ve dili itibariyle, ve okuması keyif verdı bana gerçekten. Normalde dersler için o kadar çok okuma yapıyoruz ki sadece keyif için kurgu/roman tarzı kitaplar okumak çoğunlukla bir lüks benim için.
Derslerin 8. haftası başladı, haftalar birbiriyle yarışıyor gibi inanılmaz bir hızla geçiyor. Bir aydan kısa bir süre sonra Türkiye'ye gideceğim, oradan da bir haftalığına Kahire'ye uçuyoruz, Mısır'daki arkadaşımı ziyaret etmek üzere. Çok heyecanlıyım, ilk defa Arapça konuşulan bir ülkeye gideceğim, her ne kadar henüz onların konuştuğu 'normal hayat Arapçası'nı konuşamasam da. Arapça'nın böyle bir zorluğu var: Medyada ve siyaset yaşamında konuşulan 'klasik' Arapçaya 'fusha' deniyor ve biz 3 senedir üniversitede işte bu dili öğreniyoruz, halbuki Kahire'de sokakta konuşulan Arapça, yani 'Ammiya' denilen halk dili bu dilden çok farklı ve mesela ben neredeyse 4 senedir Arapça öğreniyor olmama karşın halkın konuştuğu dili anlayamıyor ve konuşamıyorum. Ama bilenler öğrenmenin çok kolay olduğunu söylüyor ve bir arkadaşımın da bana vereceği Mısır Arapçası dil rehberinin de yardımıyla idare edebilim diye umuyorum:) Oraya gidince blog'uma her gün yazacağım gezimin ayrıntılarını mutlaka.
Daha Pazartesiden başladı bu haftanın yorgunluğu, bakalım nasıl geçecek kalan 3 ders haftası. Yazmam gereken bir çok makale ve yapmam gereken bir kaç sunum var. Zaman hızlandı yine, zorlanıyorum yetişmekte sanki..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
No comments:
Post a Comment