Sunday, May 17, 2009

Sunshine


Bir gün, bize hayat, sıcaklık ve ışık veren güneşimiz sönme tehlikesiyle karşı karşıya kalırsa ne olacak? Güneşin olmaması, buzullarla ve buz fırtınalarıyla kaplı bir dünya demek. Ve güneş de her yıldız gibi ömrünü tamamladığında ve yakıtını bitirdiğinde ya bir kara delik, ya bir beyaz cüce ya da süpernova gibi ayrı bir yapıya dönüşecek. O zaman dünya üzerindeki yaşamın biteceğine neredeyse kesin gözüyle bakabiliriz sanırım.

Danny Boyle'un yine 'Kıyamet günü' teorisi üzerine kurulmuş bir başka bilim-kurgu filmi 'Sunshine'. 28 Gün Sonra filmindeki gibi insan ırkı yokolma tehlikesiyle karşı karşıya, ve yine o filmde başrolde oynayan Cilian Murphy bu filmde de başrol oyunculuğunda. Güneş sönme tehlikesiyle karşı karşıya olunca, dünyadan bir grup bilimadamı, güneşin içine devasa bir bomba bırakarak güneşi tekrar 'ateşlemek' için görevlendirilirler ve Ikarus adındaki uzay gemisiyle yıllar sürecek bir yolculuğa çıkarlar. Görevi tamamlamak ise sandıklarından biraz daha zor olacaktır tabii ki.

Ben, uzayla ilgili herşeyi çok ilginç bulurum. Üniversitemde son sınıftayken kendi çalıştığımız konunun dışında projeler yapmamız gerekiyordu ve benim seçtiğim proje 'Yıldız Evrimi Projesi' olmuştu. Yıldızların hayat evrelerini, doğumlarından ölümlerine dek ayrıntılı olarak araştırıp incelemiştik. Uzayda olan herşey beni öylesine büyülüyor ki, kendi konumla çok alakasız olmasına rağmen gidip Stephen Hawking'in 'Kara Delikler ve Bebek Evrenler' kitabını bile okumuştum bu sevda uğrunda.

Film, insana felsefi sorular sordurmasıyla ve uzay gemisinin içindeki o değişik havayı izleyiciye hissettirmesiyle bana 'Solaris' ve tabii ki '2001: A Space Oddyssey'i anımsattı. Böyle uzayda geçen ve insanı düşünceler içinde bırakan filmleri çok seviyorum. Evrendeki yerimiz nedir? Nereden geliyoruz ve nereye gidiyoruz? Zaman nedir? Nereye gidiyor? Sonsuzluk nasıl bir şeydir?

Böyle soruları sorup kendi kendime, içmeden sarhoş oluyorum :)


2 comments:

  1. Ilginc bir filme benziyor. Benim calistigim projedeki resimlere benziyor ekledigin gunes resmi.
    Yalniz gunes gibi devasa bir yildiz sonerse ki sonecek bir gun, insanoglu gibi kucucuk bir yaratik cozum bulamaz. Hicbir nukleer bombamiz, kucucuk bir gunes patlamasina denk dusemez, yani gunes bitince bizim yasamamiz pek mumkun degil. Yine de dunyanin sonu uzerine film cekenlere muthis bir malzeme yaratiyor bu tur olaylar.

    Ben de gecen hafta NASA'dan bir astronomun konusmasina katildim. Galaksilerin milyarlarca yillik seruvenini anlatti. Hubble fotograflarinin esliginde. Kendimi bu kocaman evrende daha bir degersiz hissettirdi sagolsun. Bizim galakside o kadar kucucuk ki digerlerinin yaninda. Gunes sonse ne olur sonmese ne olur:) Evren bizsiz de varolmaya devam edecek. Adamin konusmasindan sonra bosvermisligim zirveye ulasti:) Cok kucucuguz bu evrende.

    Bir de adamin konusmasina boyle ilkokul-ortaokul cocuklari katildi. Benim bu yasta ogrendiklerimi onlar kucucuk yasta ogreniyorlar. Bazen ABD'deki egitimi acayip kiskaniyorum.

    Bu kadar uzun bir yorumu da gunes uzerine calisan biri yazardi herhalde:) Affet uzunlugundan dolayi.

    ReplyDelete
  2. Nurvenur, ne demek affetmek, cok tesekkurler uzun yorumun icin :) Filmi izlerken sen aklima geldin gercekten cunku blog'unda yazdiklarindan bu konulari calistigini biliyordum. Tabii ki bu konularla ilgili benden cok daha bilgili oldugundan bir cok mantik hatasi bulabilirsin filmde, ama bence sen bu filmi ilginc bulabilir ve sevebilirsin, tavsiye ederim nacizane.

    Galaksinin boyutu ve bizim acizligimiz beni de cogu zaman korkutuyor. Dedigin gibi bu konulari calisan insanlarin rahat ve bosvermis olmasina sasmamali herhalde :)

    Sevgiler

    Moonie

    ReplyDelete