Sunday, May 3, 2009

Thank you for smoking


'Sigara içtiğiniz için teşekkürler'. Bu isimde bir filmi beğenebileceğim aklıma gelmezdi hiç! Ama gerçekten çok eğlenceli bir filmmiş. A.B.Ddeki sigara ve tütün lobisinin, lobiciliğin, iknanın gücünün bu kadar gülünç diyaloglarla, bu kadar komik bir filmde anlatılabileceğini tahmin edemezdim. Espriler çok zekice. Amerika'da bazı lobilerin (sigara lobisi, alkol lobisi, silah lobisi....vs gibi) Hollywood'u ve medyayı nasıl yönlendirdiği vurucu bir şekilde anlatılıyor izleyiciye.

Bu arada eklemeden geçemeyeceğim: Sigara içmesem de ve yanımda içilmesinden hoşlanmasam da, sigara içen insanlara (özellikle A.B.Dde) insanlık dışı bir yaratıkmış gibi davranılmasından hiç hoşlanmıyorum. Sonuçta bu hayatın her alanında olduğu gibi bir seçim. Herkesin kendi seçimi. Bir insanın sigara içmeyi seçti diye dışlanıp aşağılanması bence çok ikiyüzlüce. Sonuçta hiç kimse obez bir insana gidip de 'Neden bu kadar çok yemek yiyorsun? Yeter artık yediğin' diyip yemeğine tiksinti dolu bakışlarla bakmıyor. Ya da barda oturmuş içkisini yudumlayan birisinin yanına gidip içkisini elinden alarak 'Yeter artık, bu madde zehirli. Kendine zarar veriyorsun. Kanser olacaksın günün birinde....vs' demiyor, diyemiyor. Sonuçta bu iki örnekte de o insanlar kendisine potansiyel olarak zarar verebilecek bir davranış içinde. Ama özellikle A.B.D'de sigara içenler ayrı bir kategoride, en aşağılık insanlar olarak görülüyorlar.

A.B.D'nin dünyanın en büyük sigara şirketlerine evsahipliği yapan ülke olması ve dünyanın geri kalanına sigara satıyor olması ise ayrı bir ironi.

Tabii ki sigara içenlerin etrafındakilere de zarar verdiği bir gerçek. Ancak eğer kendi seçimiyse ve başka insanlara zarar vermeden içiyorsa sigarasını, o insanı rahat bırakmamız gerektiğini düşünüyorum. Nedense insanlar sürekli başkalarını yargılamayı ve kendilerini onlardan üstün hissetmeyi çok seviyorlar. Herkes en doğru kararları kendisinin verdiğini ve herşeyi en iyi kendinin bildiğini düşünüyor.

Sigara içmeyen bir insan olarak hayret ve hayranlıkla okuduğum en ikna edici 'Sigarayı savunma' yazısını ise İranlı yazar Marjane Satrapi yazmış. İşte buradan okuyabilirsiniz.

Sonuçta bu da hayattaki herşey gibi bir seçim. Yapıp yapmamak insanın kendisine kalmış. Her kararda olduğu gibi verilen kararın sonuçlarına katlanacak olan da yine insanın kendisi. Başkalarına bu konuda çok da fazla bir söz düşmediğini düşünüyorum.

Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

4 comments:

  1. Amerika'da öyleyken burada durum tam tersi. en azından bi ara öyleydi. sigara içenlerde bir üstünlük, ayrıcalık havası hissediliyordu. şimdi o kadar değil sanki ama senin yazdığın o denge halini çok az kişi düşünebiliyor. sigaraya hiçbir zaman istek duymadım, duyanları da anlamadım ama bu sigara içenlere uzaylı muamelesi yapacağız anlamına gelmiyor tabii ki.

    ReplyDelete
  2. Evet Sera, haklisin. Turkiye'de de gereksiz bir ayrim vardi sigara icmeyenlere karsi. Umarim simdi durum degismistir. Amerika'da ise onun tam tersi bir durum var. Bazen insani rahatsiz edecek dereceye variyor.

    ReplyDelete
  3. Gecen hafta Amerikali bir grupla hiking'e gittim yine. Iclerinden biri bulusma yerimizde sigara icti. Baska biri kulagima egilip, "sigara iciyor, ne kadar igrenc" gibi bir muhabbet yapti. Ben de "eee" dedim icimden:) Sanki adam vebali:) Tam senin dedigin ayrim yani. Ben saygi duyuyorum icenlere, sonucta zevklerinden odun vermiyorlar adamlar ne pahasina olursa olsun.

    Bir de hic sigara icmedim ama "coffee and cigarettes" filminden sonra, kahveyle sigara nasil gidiyor diye meraklar icindeyim:) Icenler cok zevk aliyor acaba biz cok mu sey kaciriyoruz:)

    ReplyDelete
  4. Nurvenur,

    Iste o bahsettigin muhabbet, benim kastettigim tutum burada. Ben de saygi duyuyorum ve onlari dislamamamiz gerektigini dusunuyorum.

    Ben de ayni senin gibi o filmden sonra hayatimda ilk defa sigara icmek istmeisitm ve kahveyle nasil gittigini merak etmistim :)) Ben de ayni senin gibi merak icindeyim :)

    ReplyDelete