Wednesday, December 9, 2009
Chicago'dan MFÖ geçti
Dün akşam, Chicago'da TACA'nın (Türk Amerikan Kültürel Derneği) düzenlediği Mazhar-Fuat-Özkan konseri vardı. Ama ne konser..
Ben, Türkiye'de 21 yıl yaşayıp da daha önce hiç konserlerine gidememiş olmanın utancını yaşarken, bu üç deha Chicago'ya geldi ve bizi mest etti.. Bize Türkiye'den güzel bir esinti getirdiler. Chicago'ya gelmelerinin bir güzel yanı da konserden önceki akşam hep birlikte yediğimiz yemekte Fuat ve Özkan beylerle tanışma ve onlarla fotoğraf çektirme fırsatını yakalamam oldu! Beni tanıyanlar facebook'ta fotoğrafımı görmüşlerdir, buraya koyamıyorum :)
Onlarla ilgili ilk anımı o kadar iyi hatırlıyorum ki! Kardeşimle anneannemin evindeyiz. Ben 8-9 yaşındayım sanırım, o da 5 yaşında filan olsa gerek. Dayımın odasında, bas bas bağırarak 'Vak the Rock, vak vak the rock'ı söyleyip elimizdeki hayali gitarları çalıyoruz. Hele 'Avaz avaz bağırdım, vak vak vak diye!!!!' kısmına gelince iyice coşuyoruz. Aynı şarkıyı 20. keredir dinleyip sürekli zıplamaktan ter içinde kalmışız. Ama şarkıdan bıkmıyoruz bir türlü. Annemler salondan gelip 'Kısın artık şu müziğin sesini' diye kızıyorlar bize, ama biz kendimizden geçmişiz, durmak bilmeden o şarkıyı söylüyoruz!
Yıllar yıllar sonra MFÖ'nün diğer (ve daha ciddi) şarkılarından da aynı şekilde, üst üste 20 kere dinlesem bile bıkmadım. Dün gurbet ellerde o güzelim şarkıları bir kez daha, üstelik de canlı dinlemek inanılmaz mutlu etti beni.. MFÖ'nün sahne performansı muhteşem.. İnanılmaz bir enerjiyle icra ediyorlar sanatlarını, ve bu enerji ister istemez size (seyirciye) bulaşıyor. Konserin sonlarına doğru artık iyice coşup sahnenin önünde zıplamaya başladık. Özellikle 'Sude'de arkadaşlarımla transa geçtik adeta.. Anlatılmaz, yaşanır bir andı, sihirli bütün anlar gibi.
Zaten beni bilenler bilir, şu Moonie'nin hayatta en çok sevdiği şeylerden biri sevdiği müzikler eşliğinde, terden sırılsıklam olana kadar zıplayıp dansetmektir. Bart'a ve kardeşine sorun, bir keresinde Chicago'daki Crobar'da tam 4 saat boyunca, hiç durmadan zıplamışlığı vardır (abartmıyorum, saat gece 10'dan sabaha karşı 2'ye kadar!) Bazen durup dururken evde müzik açıp salonun ortasında zıplamaya başlarım. Annem, babam, Bart ve kardeşim, bana garip garip bakarlar böyle zamanlarda. 'Deli zaten bu Moonie' diye gülüp geçerler :))
Bize bu kadar güzel bir gece yaşattığınız için, yaptığınız enfes müzik için çok teşekkürler MFÖ.. Seviyoruz sizi..
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
ben de cok seviyorum onlari. cocuklarim olsun onlar da dinlesin istiyorum. hic kaybolmasinlar istiyorum.
ReplyDeleteevet, ben de kesinlikle boyle dusunuyorum. Bu arada bugunlerde sizin oralardalar, sen de gidecek misin konserlerine? kacirma derim :))
ReplyDeleteBen de Ankara'da bir konserlerine gitmistim. Ozkan'in garip sesler cikardigi, tum seyircilerin Ozkan'i tekrarladigi bir kisim vardi. Cok eglenceliydi. Ozkan benim favorim nedense bu grupta.
ReplyDeleteBir de Chicago'da insanin kendi anadilinde sarkilar soylemesi cok eglenceli olmustur eminim.
Turkiye'de olsa belki bu kadar anlamli olmazdi.
Merhaba Nurvenur,
ReplyDeleteEvet Ozkan o garip sesler cikarttigi bolumu her konserde yapiyor sanirsam. bizim konserde de cok eglendik o bolumde!
Ozkan sahnede de en teatral ve komik bir performans sergileyen uyesi sanirim. Ben de son bir kac gundur, "Olduramadim" sarkisina taktim surekli onu dinliyorum :))
Sevgiler
Moonie