Thursday, February 26, 2009

Varoşların milyoneri


Filmi izlemediyseniz yazımı okumamanızı öneririm.

Bu yazıyı yazmadan önce şunu da belirteyim: Hiç bir zaman 'Aman herkesin beğendiği bir filmi/kitabı izlemem, okumam, çok banal, hiç de beğenmem' diyen insanlardan olmadım. Bunun en iyi örnekleri:

- Harry Potter'ın bütün kitaplarını okudum, bütün filmlerini izledim, müptelasıyım :)
- Lost dizisini izliyor ve çok beğeniyorum.
- Da Vinci Şifresi ve özellikle de Melekler ve Şeytanlar kitaplarını okurken çok eğlendim, çok zekice buldum kurgularını.
- Babam ve Oğlum filmine bayıldım.
- 'Yüzüklerin Efendisi' serisinin de aynen bütün kitaplarını okudum, bütün filmlerini defalarca izledim. Bir Tolkien hayranıyım.
- Vesaire, vesaire...


Kısacası popüler olan bir çok kitabı ya da filmi beğenmişliğim, çok sevdiğim olmuştur.

Ama hayatta hiç sevmediğim şeylerden biri, bir filmle ilgili beklentilerimin başkaları tarafından abartılı yükseltilmesi.

Slumdog Millionaire filminde de aynen böyle oldu. Aylar boyunca her türlü kanaldan (cep telefonuma mesajlar yağdırarak, internetten, yüzyüze konuşarak) onlarca arkadaşım bana bu filmin ne kadar da güzel, ne kadar da mükemmel bir film olduğunu, filmi mutlaka en yakın zamanda izlemem gerektiğini söyleyip durdular. Böylece bu filmle ilgili beklentilerim öyle bir yükseldi ki, hayalkırıklığına uğramam garanti oldu..

Filmin sinematografisi ve müzikleri hiç de fena değil gerçekten. Ama oyunculuk ya da kurgu adına çok vasat bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim. Yani bu kadar abartılacak, övgüler yağdırılacak, başına 8 Oskar kondurulacak bir film yoktu bence ortada. Vasatın biraz üstünde bir çalışma olmuş, o kadar.

Ayrıca film beni çok rahatsız eden bir 'Batı'dan Doğuya aşağılayıcı bakış' yani Oryantalizm kokuyor. İngilizlerin bütün sömürgelerine ve genel olarak Batı'nın Doğu'ya bakışını özetliyor gibiydi sanki.

Film boyunca verilmek istenen mesajı ben şöyle algıladım:

'Hindistan çok pis, iğrenç bir yerdir. İnsanlar pislik içinde, sefalet içinde yaşar, organ mafyası, şiddet, hastalık orada kol gezer. Ama Amerikalılar çok iyi kalpli, etraflarına para saçan insanlardır. Yabancı bir ülkede arabaları tekerleklerine kadar soyulsa da 'ne de olsa sigortamız var' diye gülerek geçiştirirler (!!).

Hindistan'da çok sayıda fakir insan ve çocuk da vardır. Çok, çok zor koşullar altında yaşarlar. Ama yaşamlarını değiştirmelerine, daha iyi bir yaşam kalitesine ulaşmalarına gerek yok çünkü belli mi olur, varoşlardan çıkan bir çocuk bir gün milyoner bile olabilir. Paraya zerre kadar değer vermiyor bile olsa.

Biz bu filmin yönetmenleri olarak sizin 'egzotik'liğinizden, çocuk saflığınızdan, oyunculuk yeteneğinizden ve sırtınızdan milyonlarca dolar ve sarı altın heykelcikler kazanıyoruz, ama siz hala muşamba çatıların altında, çamurların içinde yaşayabilirsiniz. Ne de olsa 'umudun gücü' var çünkü, belli mi olur, bir gün şans size de güler.

Umut, fakirin ekmeğidir. Umutlanın varoş çocukları! Belki bir gün, bir gün siz de bu kara oğlan gibi hem sevdiğiniz kıza, hem de milyonlarca rupe'ye ulaşıverirsiniz. Çünkü bu, kaderinizde yazılıdır!'

Benim için büyük bir hayalkırıklığı olmaktan öteye geçemedi maalesef bu film. Ve bana herkesin bayıldığı bir filmi benim hiç beğenmeyebileceğimi de hatırlatmış oldu.

7 comments:

  1. Agzina saglik Moonie:)Ben de goruntu ve muziklerini begendim, ama filmden ciktigimda hicbir sey hissetmemistim. Cok Bollywood ve Turk filmi kokuyordu benim icin.

    Benim buradaki Hintli arkadaslarim, cok kizgin filme-yonetmene karsi. Filmin anti-propoganasini yapiyor, adini duymak istemiyorlar falan. Batinin, doguyu hayvanat bahcesi gibi izlemesine sebep oldugunu dusunuyorlar. Orada yasamakla, buradan orayi eglenceli bir sekilde izlemek arasinda daglar kadar fark oldugunu soyluyorlar.

    Amma uzun yorum oldu:) Tek begenmeyen sen degilsin demek istemistim:)

    ReplyDelete
  2. Bence guzel kurgulanmis bir film ben begenenler arasindayim :)

    ReplyDelete
  3. Selam Nurvenur

    Evet, sanirim Turkiye'nin varoslariyla ilgili boyle bir film cekilseydi biz kiyametleri koparirdik millet olarak kesinlikle!

    "Batinin, doguyu hayvanat bahcesi gibi izlemesi"=cok guzel ifade etmissin. Iste tam bunu kastetmistim.



    Merhaba Haydins

    Cok kotu bir film degildi ama beni gercekten rahatsiz eden ogeleri olan bir filmdi bence. Tabii butun bunlar benim sahsi fikrim. Oskar odullerini dagitan Akademi uyeleri ve filmi izleyenlerin %90i benim gibi dusunmuyormus, onu gordum! :)

    ReplyDelete
  4. Moonie,

    Bu film için özellikle hiçbir şey okumadım,baktım oscar aldı filmi aldım izledim.konu olarak çok etkileyiciydi bana göre ama çekimler kötüydü. cep telefonu ile çekildi şakaları gerçek sandım bi anda.

    dediğin gibi hindistan'ın bu kadar vahim olduğunu göstermeleri hiç mantıklı değil.

    sevgiler moonie...

    ReplyDelete
  5. Amerikalılar, her filmlerin de bunu zaten yapıyorlar. Burada biraz fazla açık etmişler. Ben evlerin de lüks ve rahat içinde ki 'insanların bakın böyle bir dünya da var' ı anlamalarına yardımcı olabilecek bir film.

    Hükümetleri bu konularda birşey yapmaya zorlayabilir. Geldiğimiz yüyılda o insanlar hala bu şartlar da yaşıyorlar, bu çok acı. Ben en çok çocuklar için üzüldüm. Çok üzüldüm bu film de. Acıyla, bu kadar küçük yaşlar da tanışılması yaralıyor beni.

    ReplyDelete
  6. Ben filmi sevenler arasındayım ve bir iki yazımda da bunu açıkça belirtmiştim. Biraz yukarıdan bakan bir izlenimi varmış gibi görünebilir filmin ve yazdıklarında gerçeklik payı da var ama bu filmi Hintlilerin kendileri çekseydi Batılılar yerine, bu sefer de Bollywood filmi diye küçümsenecekti ve bu kadar dikkat çekmeyecekti.

    Filmin ikinci yarısını ben de biraz klasik buldum ve başyapıt olarak göremedim. Ama dediğin gibi aşağılayıcı ve batılıları yüceltici bir tarafı olduğunu da düşünmüyorum. Sonuçta oradaki sefalet gerçek. Yönetmen ve yapımcılar da bu sefalete normal bir politik filmle dikkat çekemeyeceklerini bildikleri için hollywood-bollywoodvari bir zenginlik ve aşk hikayesiyle bezemiş olabilirler diye düşünüyorum. Aynı şekilde bizim ülke olarak sefilliklerimizi gösteren bir filmi de yine Batılılar çekse, Türkiye'de çok daha büyük kıyamet kopardı, bu da bir gerçek.

    ReplyDelete
  7. Merhaba Delfina. yorumun icin cok tesekkurler. Cekimler bence cok kotu degildi, hatta muzigi de, ama ben daha cok konuya takildim sanirim.

    Benim Hayatim, bence Bati'nin genelde yaptigi bir sey bu. Sadece Amerikalilarin degil. Sanirim yonetmeni de Kanadali zaten. Insanlarin merhamet duygularini uyandirmaktan oteye gidemezse eger zaten benim icin cok basarili degildir o film. Bir Amerikali plazma TVsinde bu filmi izler, misir patlagini yer ve sonra da filmi unutursa cok da bir anlami yok herhalde.

    Sera,

    Filmi sevdigini soyleyen yazini gordum. Zaten insanlarin cogu da cok sevmis. Ben sanirim surekli meslegim icabi Bati'nin Dogu'yu anlattigi metinler, kitaplar, calismalar okudugum icin olaya biraz subjektif bir mercekten bakiyorum. Yani beni cok rahatsiz eden seylerin baska insanlari rahatsiz etmemis olmasi cok normal :) Benim kisisel gorusum, bu filmin 8 Oskara bogulacak kadar muhtesem bir film olmadigi yonunde. Ama dedigin gibi eger sefalete biraz olsun dikkat cekebildiyse belki de iyi bir is yapmistir.

    ReplyDelete