Saturday, July 18, 2009

Amerikalılar ve tuhaflıkları



'Amerika Birleşik Devletleri' denilen yerde 6 senedir yaşıyorum. Ancak şu Amerikalıların bazı huylarına ve garipliklerine hala alışabilmiş değilim. Dışarıdan bakıldığında kesinlikle anlaşılamayan şeyler bunlar. Toplumun içinde bizzat yaşayınca görülebiliyor, farkedilebiliyor ancak. İşte Moonshine'ın gözünden Amerikalıların tuhaflıkları!

1 - Amerikalıların kahvesiz nefes alamamaları: Bir komplo teorim var. Bir sabah, A.B.D.deki kahve satan her yer iflas etse aniden ve o sabah kimse kahve içemese... Her iddiasına varım ki bütün Amerikan ekonomisi o gün çöker. Bu Amerikalıların sabah kalktıktan hemen sonra, hatta ilk nefeslerini almadan önce kahve içmeleri gerekir. Yoksa mümkünü yok güne başlayamazlar. 'Don't even see me before my morning coffee' ya da 'America runs on Dunkin' gibi laflar da buradan çıkmıştır! Arabaları için benzin neyse, Amerikalıların vücutları için de kahve odur. Hala anlayamadığım bir şekilde, sokakta yürürken bile kahve içebiliyor bu Amerikalılar (ben denedim bir kere yürürken artist artist kahve içmeyi, atkım ve eldivenim kahve oldu hep, yüzüme gözüme bulaştırdım :)

2 - Amerikalıların herşeyin içine 'Cherry' (Kiraz) tadı koymaları: Amerikalıların en çok sevdiği tatlardan biri olan bu iğrenç 'cherry flavor', bildiğiniz kiraz tadı değildir. Daha çok, hani doğumgünü pastalarının üzerine 'kiraz' diye plastiğe benzeyen kırmızı bir şey koyarlar ya hani, onun gibidir tadı.. Ya da berbat bir öksürük şurubu gibi. Amerikalıların bu tada niye bu kadar takmış olduklarını ve niye bu kadar çok sevip herşeyin içine koyduklarını hala anlayabilmiş değilim. Koladan tutun da sakızlara, şuruplara, boğaz pastillerine, mide ilacına (Pepto-Bismol), çikolataya, hatta çayın içine bile (evet evet doğru duydunuz!) bu garip tadı koyuyorlar. Anlamak ne mümkün!

3 - Aynı şekilde tarçının her yerde karşınıza çıkması: Amerikalılar tarçını da (cinnamon diyorlar burda ama ben bizdeki tarçından farklı olduğunu düşünüyorum tadının biraz) her türlü böreğin, çöreğin, pastanın üstüne serperler. 'Tarçın aromalı sakız' diye bir şeyin varlığını ben ilk defa bu ülkede gördüm ve tattım!

4 - Amerikalıların sağlıklı olan herşeyi mahvederek yemeleri: Mesela güzel bir meyve var ve gerçekten çok da yararlı size. Örneğin blueberry (yaban mersini) Amerikalılar bu meyveyi üzerine krema koymadan yiyemez. Haşlanmış güzelim süt mısırın üstüne tereyağı sürerler. Havucu ille de ağır ve yağlı 'ranch sos' dedikleri, mayonezvari sosun içine sokup öyle yerler. Tek başına sağlıklı bir atıştırmalık olan patlamış mısırı, üzerine bir kap erimiş tereyağı döküp vıcık vıcık elleriyle bulaştırarak yerler. Hatta ve hatta duydum ki, bazıları patlamış mısırın içine 'Junior Mints' denen naneli çikolatalardan atıyor, onları eritiyor ve öyle yiyorlarmış. Bunu yiyende nasıl bir mide vardır, nasıl öğürmeden, kusmadan böyle bir şey yiyebilir, aklım almıyor!

5 - Amerikalıların soğuğa olan garip tepkileri: Şu yazımda da belirttiğim gibi, Amerikalılar soğuğa karşı doğuştan bağışıklık kazanmıştır. Benim dişlerimin zangır zangır birbirine çarptığı kutup soğuklarında sokaklarda kar yağarken şortla ve tişörtle koşmaya çıkmış olanları görmüşlüğüm vardır. Soğuk algınlığı ve boğaz ağrısı durumunda doktorlar 'buzlu dondurma yiyin' der size burada! (Türkiyede anneannem filan duysa herhalde fenalaşır düşer bayılır bu öneriye :) Ama işin asıl komik yanı şudur ki, bahar-yaz aylarında sıcaklık birazcık düşse ve 10-12 dereceye inse, anında bütün Amerikalılar paltolara ve atkılara sarınır! Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu yani, değil mi? :)

6 - Amerikalıların insanın aklına gelebilecek herşey için birbirlerini dava etmeleri: Aldığı sıcak bir kahveyi yanlışlıkla üstüne döktükten sonra 'Neden kahvenin üzerine 'çok sıcak bir sıvı içermektedir' diye uyarı koymadınız?' gibi bir gerekçeyle o restoran zincirine dava açan ve bu davadan yüz binlerce dolar kazanan bir kadının yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz!

7 - Amerikalıların arkadaşlık anlayışı: Sizi bir kez bile telefonla aramamış ve varlığınızdan haberi olduğunu dahi bilmediğiniz bir Amerikalı arkadaşınız sizi aniden ararsa bir gün, bilin ki bir isteği / ihtiyacı vardır. Bu %90 böyledir. Yıllardır haber almadığınız, tamamen uzaklaştığınız Amerikalı bir iş / sınıf arkadaşınız bir gün aniden sizi arayıp 'Nasılsın? Türkiye'ye geliyorum, sizin evde kalabilir miyim?' diye sorabilir size, şaşırmayın! Amerikalılar, çıkarları sözkonusu olduğunda gerçekten biraz yüzsüzdürler.

8 - Amerikalıların arabalarına olan bağımlılıkları: Büyük şehirlerden biraz dışarıya çıkın, insanların iki adım ötedeki markete bile arabayla gittiklerini görürsünüz. Arabaları, Amerikalıların adeta bir vücut uzvu gibi olmuştur artık. 'Crash' filminde buna çok güzel bir gönderme vardı: 'Amerikada insanlar sürekli olarak birbirlerini cam ve metalin arkasından görüyor, artık sokakta birbirlerine dokunmuyorlar bile, ve insan bu dokunuşu özlüyor' diyordu başrolde oynayanlardan biri. Petrole bu denli bağımlı olmalarının ana sebebi de bu zaten, devasa arabalarından vazgeçememeleri, yürümeyi unutmuş olmaları.

9- Amerikalıların 'fıstık ezmesi'ne olan bağımlılığı: Ciddiyim ben, eğer 'fıstık ezmesi' diye bir şey olmasaydı Amerikalı anneler öğlen yemeği için çocuklarına neyle sandviç hazırlayacaklardı, hiç bilmiyorum. Tabii ki en ünlü versiyonu 'peanut butter and jelly' sandvicidir. Yani fıstık ezmesi ve reçel.. Birbiriyle tamamen alakasız iki şey (en azından bana göre :)

10 - Amerikalıların başlarına gelen her şey için genlerini suçlamaları: Adam çok mu şişman? Anında 'genlerini' ve 'Aile tarihini' suçlar. Kolesterolu çok mu yüksek? Babasının suçudur. Sakın kızmayın ona, az önce içtiği bir litre kolanın ve yediği bir kova dolusu kızarmış tavuğun hiç rolü yoktur şişmanlığında! Eğer genleri böyle olmasaydı tabii ki böyle olmazdı, öyle düşünür.

11 - Amerikalıların anne-babalarından uzak kalmaları: Ben kendi anne-babamı deliler gibi özlerken ve senede 2 kere görmek asla yetmezken, yılda 1-2 gün (Şükran Günü, Noel...vs) anne-babasıyla vakit geçireceği için somurtan Amerikalı arkadaşlarım var. 'Annesi ve babasıyla aynı evde yaşamak' Amerikalılar için en büyük kabustur. 18 yaşından sonra mutlaka 'çekirdek aile'lerinden olabildiğince uzaklaşmak, mümkünse başka bi eyalete gitmek isterler. Zaten çoğunun annesi ve babası ayrıdır, boşanma oranları bu ülkede çok yüksektir.

Bunlar ve daha niceleri..hepsi aklıma gelmiyor şimdi. Ama şu Amerikalıları bazen hiç anlayamıyorum!



Sonradan ekleme: 'Domuz pastırması' (bacon) tadında sakız çiğnemek ister miydiniz? Buyrun o zaman. Evet Amerika'da böyle bir şey var. Bögk!!!!!


9 comments:

  1. ailecek gülümseyerek okuduk:))) daha neler neler, hakikaten...

    ReplyDelete
  2. 12.maddede ne vardır diye yavaş yavaş ve gülümseyerek okurken hoop bitiverdi enfes yazı.Bilmediğimiz neler varmış,içinde yaşanınca anlaşılıyormuş:)

    Fıstık ezmesi ve kirazımsı şeye olan bağımlılıkları iştahımı kesti yaw :)

    Gerisini heyecanla bekliyorum Mooniecimmmm :)

    Bu arada burada sabah 09:46,az önce uyandım,günaydınnnn :)

    ReplyDelete
  3. Benim gördüğüm tatlıya olan düşkünlükleri bir de. Markette kızımın ısrarlarını dikkate almadan salatalık turşusuna saldırmıştım. Ve eve gelince hayal kırıklığı yaşamıştım. Düşünebiliyor musunuz, tatlı salatalık turşusu,şekerli... Tatlı mısır bir de... Meyvelerin tadı da çok kötüydü bence. Genlerle oynamayı seviyorlar, tüm dünyayı kendileri için var sanıyorlar...

    Sevgiler.

    ReplyDelete
  4. ZSA, cok pardon ya mesajini "publish" etmeye calisirken silindi, e-mailime gelen yorumunu buraya copy-paste yapiyorum:

    ZSA has left a new comment on your post "Amerikalılar ve tuhaflıkları":

    Simdi bu yazi ile alakasiz olacak ama gecen gun Arusi - Persian Wedding isimli bir film izledim. Annesi Amerikali babasi Iranli Alex ile neo-con bir aileden gelen Heather'in Iran'daki dugunlerini anlatiyor. Yanlis hatirlamiyorsam daha onceki bir yazinda Orta Dogu calistigini yazmistin. Bu film kesinlikle ilgini cekecektir. Cok etkileyici. Televizyonda da yayinlaniyormus, sanirim internetten saatleri ve yayin gunleri bulanabiliyor. Haberdar edeyim istedim :)

    ReplyDelete
  5. Merhaba Kibrit Kutusu,

    Begendiginize sevindim :) Ne kadar komik aslinda, degil mi?

    Merhaba Aysema,

    Ah o konuyu hic sormayin. Turk tursusu gibisi var mi! Benim de acayip midem bulaniyordu buradaki tatli tursulari yemeye calisirken. Esimin ise bir teorisi var, diyor ki burada meyvelere ekstra seker enjekte ediyor olabilirmis Amerikalilar. Olur olur bence, Amerikali bunlar, yapar mi yaparlar!

    Merhaba Zsa,

    Evet, haklisin o konularla cok ilgileniyorum. Tavsiyen icin cok tesekkurler!


    Sevgiler,

    Moonie

    ReplyDelete
  6. Delfinacim sana cevap yazmayi unutmusum,

    Yaziyi begendigine cok sevindim canim, devamini da getiririm elbet bu ulkede yasadikca :) Sana da gunaydin! Guzel bir Pazar gunu geciriyorsundur umarim.

    Cok sevgiler

    Moonie

    ReplyDelete
  7. Bir de her turlu junk yiyecegi bol yagli, bol tuzlu yerken, sutun ve yorgurdun yagsiz olanini yerler. Sut ve yogurdun, hele ki organik markalarin whole milk yani tam yagli olanini buyuk marketlerde bile bulmak zor. Tadi tuzu da birseye benzemez.

    Iclerine alet/fanila giyme aliskanliklari yoktur. Butun bebeklerin sirt ve gobekleri yaz kis aciktadir.

    Yazin en guzel ve en shik elbiselerinin altina siyah plastik ve duztaban parmak arasi sipidik giyerler. Ise bile oyle gidenleri var.

    ReplyDelete
  8. Yillarin kizginligini almissin sanki adamlardan:) Yeme icme huylari bir garip olsa da adamlarin iyi ozellikleri de var.

    Mesela cok temizler, mesela baskalarina karsi daha saygililar. Igneleyici sozler etmiyorlar olur olmaz. Baskalarinin islerine cok burun sokmuyorlar bizdeki gibi. Mesela kendi ayaklarinin ustune daha erken yasta basiyorlar. 30 yasinda olup hala anne-babasiyla yasamiyorlar. Mesela tesekkur etmeyi biliyorlar. Yalan ve 3 kagitcilik daha az bizim ulkeye kiyasla. Biraz saf gibiler ama daha durustler kesinlikle. Cocuklari sokak ortalarinda bas bas bagirarak aglamiyor. Cocuklar baskalarini asla rahatsiz etmiyor. Cocuklari yetistirme tarzlarinin hastasiyim. Su anda aklima gelmeyen daha nice guzel ozellikleri var.

    Biraz seytanin avukati gibi oldum:) Bizden fakrlilar ama, bu demek degil ki bizim yasam seklimiz kusursuz.

    ReplyDelete
  9. Pratik anne,

    Ya o her yerde flip-flop terlik giyme olayinin absurdlugunun boyutlarini ben, gelinligin altina bile ondan giyen insanlari gorunce anladim! :)

    Nurvenur,

    Kizginlik degil, daha cok gozlemler aslinda. Ben "Amerikalilarin hic iyi huyu yok" ya da "Turklerin yasam sekli kusursuz" demedim ki, sadece gozume carpan tuhafliklarini saymak istedim. Yoksa her milletin (biz Turkler dahil) kendine ait tuhafliklari da var, iyi yonleri de.

    Sevgiler!

    Moonie

    ReplyDelete