Sunday, February 28, 2010

Orhan Pamuk'u anlamak

'Gene sustular. Dönüp denize, iskeleye baktılar. Sandallardan inen yolcular acele etmiyor, bacaklarını iki yana açıp küçük adımlar atarak tabanlarının altındaki toprağı hissediyorlardı. Pırıl pırıl kış güneşi de onları ağır ağır yıkıyordu. Kimsenin, hiç bir şeyin acelesi yoktu. Bütün doğa da, insanlar da tadını çıkararak yaşıyorlar, taşkınlık etmeden, kendilerine verilen şeyin değerini öyle fazla düşünmeden, hafif hafif zamanı akıtarak ölümü bekliyorlardı.'

Orhan Pamuk - Cevdet Bey ve Oğulları



Orhan Pamuk, Nobel ödülünü hak etti mi, hak etmedi mi?

Dünya üzerinde, yazarının Nobel ödülünü sorgulayan tek ülkeyiz herhalde. Kendi yazarını sahiplenmek şöyle dursun, dışlayarak böylesine tehdit etmenin başka örneği varsa da ben bilmiyorum.

Henüz ilk romanında, 1974 yılında yukarıdaki gibi bir paragrafı yazabilen Pamuk, benim gözümde Nobel ödülünü sonuna kadar haketmiştir. Kitaplarıyla hayatımda derin izler bırakmış, yaşamımın akışını değiştirmiştir. Bana yaşamı sorgulatmış, düşündürtmüş ve beni derin hüzünlere garketmiştir. Bana göre, en başarılı Türk yazarlarından biridir.

Benim gözümde, kazandığı Nobel ona eşsiz anlatım gücü, muhteşem birikimi ve altyapısı sebebiyle verilmiştir.

Bunun tersini düşünenlere genelde ilk sorduğum soru 'Orhan Pamuk'un herhangi bir kitabını okudun mu?' olur. Aslında bu soru, biraz retoriktir de, cevabını beklediğim çok söylenemez, çünkü genelde böyle düşünenlerin %95i değil Pamuk'un bir romanını, yazdığı bir paragrafı dahi okumamıştır. Ucuz şovenizmlere, faşist ve ırkçı bir milliyetçiliğe sırtını yaslamış, ağzından salyalar saçarak küfreden, edebiyattan bihaber kesimden bahsediyorum.

Beklediğim 'hayır' cevabını alır almaz önce bir gülümserim. Çünkü benim gözümde bir yazarın kitaplarının o ülke halkı tarafından ne kadar okunuyor olduğu çok da bir şey ifade etmez. Özellikle de o ülke Türkiye gibi edebiyatın ve kitap okumanın en geri plana atıldığı, insanların çoğunun dev şirket tekellerindeki medyanın rezil gazetelerinden, polemik ve komplo teorisi dolu ucuz ve basit 'Migros romanları'ndan ya da cinsellik merkezli kadın dergilerinden başka pek bir şey okumadığı, yaşamlarını yoz bir televizyon ve dizi kültürü üzerine kuran bir ülke ise.

Benim gözümde bir yazarın uzun cümleler kurması, anlatımında nadir bulunan kelimeler ve yapılar kullanması, ve kitaplarının bu sebeple az okunuyor olması, o yazarın kötü yazdığının bir göstergesi değildir. Aksine, toplumun henüz o kitapları sindirebilecek seviyeye gelememiş olduğunun göstergesidir. Bunun en iyi örneği ise kendi ülkesinde bu kadar dışlanan Pamuk'un kitaplarının uluslararası 'bestseller'lar olması ve çeviri oldukları halde onlarca farklı ülkede binlerce insan tarafından sevilerek okunuyor olmasıdır. Ne büyük bir ironidir ki, anadilinde yazdığı halde o dilde kendisini okuyan insan sayısı çok büyük bir olasılıkla başka ülkelerdeki okuyucu sayısından çok daha azdır.

Orhan Pamuk'u tam anlamıyla anlayabilmek için, kitaplarındaki referansları yakalayabilmek için hem Doğu hem Batı edebiyatını sindirmiş olmak, belli bir altyapıya sahip olmak gerekir. Bu durum, özellikle ilk kitapları ve benim yazarın şaheseri saydığım 'Kara Kitap'ında geçerli. Tabii ki özellikle son yıllara doğru yazarın, popülerleştikçe daha çok okunabilmek ve kitlelere daha çok ulaşabilmek için ticari kaygısı yüksek, bol reklamlı, turuncu ve pembe kapaklı romanlara doğru kaydığını görmemek mümkün değil. Aynı Elif Şafak'ın yaptığı gibi. Ancak Orhan Pamuk'un ticari kaygıyla da olsa yazdığı romanlar vasatın o kadar üzerinde ki, Türk Edebiyatı'na yaptığı katkıyı görmezden gelmek benim gözümde büyük bir aymazlık. 2000'lere gelinceye kadar önümüze sunduğu 'Cevdet Bey ve Oğulları', 'Kara Kitap' ve 'Yeni Hayat' gibi şaheserlerle bence Pamuk zaten edebiyatta takdir edilmeyi, emeği ve alınteri için alkışlanmayı çoktan haketmiş bir yazardı.




Doğu'yu da Batı'yı da böylesine iyi sindirip bizim arada kalmışlığımızı, Doğu'nun hüznünü, kendine ait siyah-beyaz renklerini, dünyanın en güzel şehri olan İstanbul'u, Türkiye Cumhuriyeti yakın tarihini, anları, hayatları, ölümü, aşkı, mutluluğu ve mutsuzluğu böylesine iyi anlatabildiğin için Orhan Pamuk, sen, bu Nobel'i sonuna kadar hakediyorsun. Seni ölümle tehdit eden, boş bakışlı, beyin yerine omurilikten hareket eden kesime bakıp moralini bozma sakın. Onlar sadece gerçek başarıyı yok sayıp, ucuzluk ve basitlikleri alkışlamayı bilirler.


8 comments:

  1. Orhan Pamuk'tan nefret edenler keşke yalnızca ağzından salyalar akan şoven-milliyetçiler olsa; ama ülkenin mürekkep yalamışları, yaladıkları mürekkep nispetinde ülkenin kanaaitini yönlendirebileceğini düşünenleri, hatta ve hatta, kimi gözde edebiyatçıları arasında "Orhan Pamuk ve edebiyatından nefret" epey baskın bir duygu. Sanırım bu sözünü etmeye çalıştığım okumuş-yazmış güruh, Orhan Pamuk, yazmak dışında herhangi başka bir iş yapma gereksinimi duymayacak denli varlıklı olduğu ve bu sayede Türkiye'deki diğer yazı işçisinin aksine müstakil bir romancı kimliği edinebildiği için; ve tabii romancılığının ilk safhalarından beri kendisine eşlik eden "yurtdışı" ilgisi, memleket sathındaki köklü "yabancı düşmanlığı"nı kızıştırdığı için bu denli nefret ediyor kendisinden. Şahsi fikrim, sokaktaki insanın görüşü, bu asıl kanaat yönlendiricilerinin Orhan Pamuk temsili değiştirilebildiğinde değişebilir ancak. O da pek kolay değil maalesef.
    Onun dışında Orhan Pamuk'u ne denli sevsem de onun esasında bir "plan ve proje" adamı/yazarı olduğunu, romancılığını başından bu yana ilmek ilmek şu an olduğu noktaya gelmek için kurduğunu ve hemen hemen tüm kitaplarına sinen - pek tabii Elif Şafak pespayeliğinde olmasa da - Doğu mistifikasyonunun bu "master plan" için tertiplenmiş olduğunu düşünür gibi olduğumda biraz biraz mesafe giriyor; ama o kadarı da olur galiba.

    ReplyDelete
  2. sevgili moonshine; bende bir orhan pamuk okuru olmama karşın yinede sana sormak isterim; thomas Mann'ın Budenbrook Ailesi kitabını okuma fırsatın oldu mu... birde bir sanatçının genç bir adam olarak portresi vardı..james joyce'nun... İstanbulu okuduğumda neden bu kitabı daha önce okudum duygusuna kapıldım ki...
    olalala..etkinlenmek ne kadar da masumane bir duygudur.. ve de doğaldır tabi... amacım çamur atmak diil..haddime de diil zaten... ama bu işte bir tuhaflık var sanki...

    ReplyDelete
  3. Merhaba tedirgine,

    Yorum icin cok tesekkurler. Tabii memleketimde her kesim kendine gore bir sebep buluyor dusmanlik icin. Orhan Pamuk'un varlikli olmasi yazarliginin kalitesini yadsimamiz gerektigine isaret degil bence de. Turkiye'de varlikli olup hic bir sey yapmayan/yazmayan/uretmeyen binlerce insan var.

    Ben Pamuk'un bir plan ve proje dahilinde yazdigi fikrine katilmiyorum ama. Ozellikle ilk eserlerine bakarsak, bir kaynaktan fiskiriyorcasina dogal ve mutsuzlukla dolu. Bir plan dahilinde yaziyor olsaydi o kadar spontan, huzunlu ve icten yazamazdi gibi geliyor bana. Dogu mistifikasyonunun ise bilincli olarak yapildigini sanmiyorum, Orhan Pamuk oryantalizmle suclaniyor da olsa bunun Turkiye'nin cogu batililasmis enetlijensiyasi icin de gecerli oldugunu soyleyebiliriz. "Arada kalmisligimiz" derken kastettigim de tam buydu aslinda.

    Yorum icin cok tesekkurler!

    Merhaba Beyazin istilasi,

    Thomas Mann'in o kitabini okumadim. Orhan Pamuk cok kez intihalle suclandi. Bence cok okuyan, hatta yazdiginin on kati kadar okuyan bir yazarin bazi eserlerden ister istemez etkilenmesi kacinilmaz.Yazdigimiz her yazi, o gune kadar okuduklarimizin kendi suzgecimizden gecirdigimiz hali degil mi aslinda biraz da?

    Orhan Pamuk'un bu konuda bir sozu vardi: Bir evin bir odasinda bir saat 2'yi 20 geceyi gosterdikten 2 saat sonra o evin baska bir odasinda baska bir saat 2'yi 20 geceyi gosterse, ikinci saat birinci saati taklit ediyor mu olur?
    :)

    Sevgiyle

    Moonshine

    ReplyDelete
  4. Sevgili Moonshine,
    Her cümlene yürekten katılıyorum. Yazdığın yazıyı emek verip yazan kişi olmak isterdim.
    Orhan Pamuk öyle bir yazar ki onun kitaplarını okuduktan sonra kolay kolay başka yazar ve kitap beğenemez oldum. Elif Şafak'da bunlardan biri.
    Orhan Pamuk'un aldığı Nobel ödülüyle gururlandım. Çünkü benim beğenimi ödüllendirmişlerdi. Demek ki haklıydım.
    Şimdi kafamda Orhan Pamuk'un son kitabına film çekiyorum. Film müzikleri seçiyorum kendimce. Okumanın üzerinden yıl geçse de bu durum değişmiyor.
    Esas şarkımız; Şebnem Ferah- "Sil baştan". Gücün Var mı Sevgilim diye başlıyor film...

    ReplyDelete
  5. Merhaba Pinarin Kulubesi

    Ben de herhangi bir Orhan Pamuk kitabini okuduktan sonra bir sure baska kitap okumamaya calisiyorum, ne okusam berbaet geliyor cunku ondan sonra :)

    Sebnem Ferah'in yeni albumunden mi o sarki? Cok merak ediyorum o albumunu, bir an once almam lazim.

    Sevgiler

    Moonie

    ReplyDelete
  6. Sevgili moonshine, Pamuk okudum hatta bir donem epey s1k1 takipcisiydim yazdiklarinin ama beni Pamuk'ta rahatsiz eden cok hesapli yazmasi. Mesela Kar kitabini okurken her cumlesi her paragrafi o kadar calisilmis ve hesapli gelmisti ki bana. Orhan Pamuk, Turkiye'nin en iyi yazari derken Yasar Kemal, Orhan Kemal, Sait Faik, Oguz Atay, Yusuf Atilgan'in yazdiklarini bir kalemde harcamani istemem. Ayrica, Orhan Pamuk'un bu odulu alabilmek icin cok iyi halkla iliskiler yaptigini da yadsimamak gerekli sanirim. Acikcasi Nobel odulleri de kimya, fizik ve tip disinda baris ve edebiyat alanlarinda spekulasyonlara acik oduller. Tabii Turkiye'den birisinin Nobel odulu almasi gurur verici ama Nobel aldi diye ulkenin en iyi yazari oldugu sonucuna varmak biraz hatali olur bence.

    ReplyDelete
  7. Merhaba Ycurl'cum,

    Dikkat edersen yazimda "Orhan Pamuk Turkiye'nin en iyi yazaridir" dememistim, sadece "en basarili Turk yazarlarindan biridir" demistim. Tabii ki o kadar cok basarili yazarimiz var ki. Ama bir Turk yazarinin Nobel almis olmasi bile basli basina bir gurur kaynagi benim icin. Ve ben kisisel olarak Pamuk'un bu odulu hakettigini dusunuyorum. Baska basarili yazarlar olmasi ve Pamuk'un daha iyi bir reklamla one cikmayi basarmis olmasi da, onun ne kadar guzel yazdigi gercegini degistirmiyor bence yani :)

    yorumuna cok tesekkurler!

    Moonie

    ReplyDelete
  8. Orhan Pamuk iyi bir yazar ama ödül aldığında ben sizin kadar gurur duyamadım. Açıklamaları ve aldığı ödülün zamanlaması ilginçti. Dün gece kabul eden tasarıyla ilgili yapılan açıklamalarda da adı geçmekteydi. Bunu tipik bir Türk kıskançlığı veya milliyetçiliği gibi algılamayın lütfen. İyi bir yazardır, doğrudur ama... Gerisi malum.

    Sevgilerimle

    ReplyDelete