Saturday, September 9, 2006

Dolunay ve gece




Geceyi aydınlatan dolunay ve İstanbul.. Tepsi gibi parlayan güzel yüzünü görünce hemen koştum balkona elimde fotoğraf makinesiyle. Ayışığı değdiği herşeye sihir katıyor, üzerine ayışığı vuran herşey bir masal dünyasındanmış gibi büyüleyici ve değişik geliyor bakan herkese. Denize yakamozları hediye ediyor ay, bizim gözlerimize pırıltısını. Bakıp hayaller kuruyoruz o güzel yüzüne, başka yaşamlara, başka umutlara, başka insanlara götürüyor o da bizi. Beethoven'ın o insanı büyüleyecek derecede güzel bestesinin adının "Ayışığı Sonatı" olmasının bir sebebi olmalı!

Şehrin sokaklarını da bambaşka bir hale sokuyor ayışığı. Bu konuda yazılmış en iyi şarkı ise bence Sting'den "Moon Over Bourbon Street"tir. Büyük bir şehrin işlek bir ara sokağında gece dolunay varken gökyüzüne bakıp dinlenebilecek olan en güzel şarkıılardan biridir kanımca. Sting'in etkileyici sesi bizi gecenin ve ayışığının çifte büyüsüyle sarmalar, uzun bir süre bırakmaz.

Gökte görünen herşeyi, yani gündüz bulutları ve güneşi, gece ise yıldızları ve ayı çok seviyorum. Çünkü biliyorum ki dünyanın diğer köşesindeyken de gökyüzüne baktığımda benden uzakta olan sevdiklerimle aynı manzarayı izlemekteyim. Bu da kendimi dünyadaki bütün insanlara ve özlediğim herkese çok daha yakın hissettiriyor beni. Gökyüzü, nerede olursak olalım aynı gökyüzü. Kendimi dünyadaki bütün insanlarla aynı çatının altında ve aynı evde yaşayan bir ailenin bir parçası gibi hissediyorum. Uzaklıklar, ayrılıklar, farklılıklar...hiçbirinin önemi kalmıyor. Gökyüzünü çok seviyorum. Gökyüzüne bakmak, insanın kendi geleceğine umut dolu bir bakış atması gibi.

No comments:

Post a Comment