Wednesday, June 24, 2009

İyi ki doğdun Susam Sokağı!


Susam Sokağı, bu yıl 40 yaşında! Newsweek'te okuduğum bir makaleye göre Susam Sokağı'nın ilk bölümünün 1969'da A.B.D'de yayımlanmasının üzerinden tamı tamına 40 yıl geçmiş. Bu 40 yıl içinde bu çocuk programı, dünya çapında yüzlerce ülkede gösterildi, yüzlerce dile çevrildi, bir değil bir çok nesil onunla büyüdü. Şimdi dünyanın birbirine çok uzak iki ülkesinden iki çocuk bir araya gelse, birbirlerinin dilini anlamasalar bile ikisi de Kurbağacık'ı tanıyordur büyük bir olasılıkla. Evrensel bir dil oluşturdu Susam Sokağı, dünya çocuklarının arasında.

Benim gibi 80lerin sonu ve 90ların başında çocukluğunu yaşayanlar için unutulmazdır Susam Sokağı. Kardeşim okumayı bu programdan öğrendi. Ben Büdü'yü oradan öğrendim. Ben küçükken sürekli kitap okuduğum için ve kardeşim de beni kitap okurken 'Hadi oyun oynayalım!' diye rahatsız ettiği için ona Edi derdik, bana da Büdü. Susam Sokağı olmasaydı, 'Dağdan geliyor bir kız döne döneee..' ya da 'Çek çek kürekleri, sür arabayıııı...' gibi eğlenceli şarkılardan hiçbirini öğrenemez, muhteşem ve karizmatik 'Sayıların Kontu'yla asla tanışamazdık. 'Bir iki üç dört beş altı yedi sekiz dokuz on on bir on ikiiiiiiii' diye biten şarkıyı da hiç söyleyemezdik kardeşimle. Bizim neslin ortak kültürünün çok büyük bir parçasıdır Susam Sokağı. Türkiye'de yayınlanan bölümleri de ayrı güzeldir. Çocukken Nihat Amca, Tahsin Usta, Zehra Teyze, Zeynep Abla ve Hakan Abi'nin yaşadığı o eğlenceli ve mutlu dünyada yaşamayı çok istemişimdir!

Susam Sokağı'yla ilgili bilinmeyen gerçekler:

- 1969'da Susam Sokağı ilk çıktığı zaman, A.B.D'de ırkçılık hala varlığını sürdürüyormuş. Susam Sokağı'nın temelinde yatan fikir, yani farklı ırklardan ve türlerden varlıkların barış ve huzur içinde birlikte yaşayabileceği fikri, ırkçılığa vurulan ilk darbelerden biriymiş.

- Susam Sokağı, A.B.D'de siyahi vatandaşların alt rollerde (hizmetçi, dadı, hademe...vs) gibi gösterilmeyip beyazlarla eşit rollerde göründüğü ilk televizyon programlarından biriymiş. Hatta sırf bu yüzden, Amerika'nın bazı eyaletlerinde çok büyük bir tepkiyle karşılanmış ve mesela Mississippi eyaletinde Mayıs 1970'de gösterimi yasaklanmış. Ama halkın (özellikle Afrikalı-Amerikalıların) çok büyük tepkisiyle karşılaşmışlar ve 22 gün sonra bu yasak kaldırılmış!

- Susam Sokağı yayımlanmadan önce, okul öncesi çocukların zekası, çok hafife alınıyormuş. Çocuklara 6-7 yaşından önce bir şeyler öğretmenin gereksiz olduğu düşünülüyormuş. Kimsenin aklına, çocuklara okuldan önce de çok şey öğretilebileceği, bunun da bazen televizyon aracılığıyla yapılabileceği gelmiyormuş. Susam Sokağı bu konuda bir çığır açmış durumda.



- Susam Sokağı sayesinde şu anda dünyanın her yerinde okul öncesi yaş grubunda milyonlarca çocuk, 1'den 100'e kadar sayabiliyor, renkleri, şekilleri tanıyor. :)

- 1998'de İsrail ve Filistin'de ortak yayınlanan Susam Sokağı 'Ortadoğu Versiyonu'nda, Yahudi ve Arap karakterler birbirlerini ziyaret ediyor, birlikte huzur içinde yaşıyorlarmış. Daha sonra Filistin'de intifada hareketi başlayınca, bu program yayından kaldırılmış. Şu anda Filistin'de gösterilen Susam Sokağı'nda hiç Yahudi karakter yok.

- 11 Eylül saldırılarından sonra yayınlanan bir Susam Sokağı programında Elmo karakteri, mutfağında yağın yanmasıyla çıkan basit bir ateş karşısında dehşete düşüyor ve gerçek hayatta New York - Harlem'de çalışan itfaiyecileri ziyaret ediyormuş! Amerikalıların 11 Eylül'den sonra nasıl paranoyak bir ruh hali içine girdiklerini çok iyi betimlemiş bence.

- A.B.D'deki Hispanik (Latin Amerikalı) nüfus, Susam Sokağı'nı, içinde hiç Hispanik bir karakter barındırmadı diye yıllardır eleştiriyormuş!

Ne ilginç değil mi, basit gibi görülen bir çocuk programının bile dünya olaylarından ve politikadan bu kadar etkilenmesi? Kim ne derse desin, bence Susam Sokağı'nın etkisi önümüzdeki senelerde de devam edecek. Nice nesil, bu güzel programla büyüyecek.

Biraz nostalji yaşamak isteyenler şuraya ve şuraya bakabilirler :)

İyi ki doğdun Susam Sokağı, iyi ki varsın!

2 comments:

  1. Benim de ilkokul yillarimin programi. Farkli irklari butunlestirdigini hic bilmiyordum simdiye kadar. Sagol bilgiler icin.

    Susam sokaginin tum melodileri de hala kulaklarimda. Kont'un "iste bu benim onum onum" sarkisi acayip takilmisti. Sanirim unlu bir klasik muzigin uzerine yazilmisti sozler. Ne zaman o parcayi dinlesem "bu benim onum" diye mirildaniyorum:)

    Cek cek kurekleri, gez sokaklari
    Keyifli, neseli, tasasiz, cikar haytin tadini:)Diyerekten keyifli gunler dileyim sana:)

    ReplyDelete
  2. Nurvenur,

    Yaziyi begendigine sevindim. Sayilarin Kontu degil de yasli bir kadinin soyledigini hatirliyorum o sarkiyi. Muzigi de Strauss'un 'Mavi Tuna'sidir :)

    Bir de 'Arada kaldiiiim' vardi, o da cok eglenceliydi!

    Sevgiler

    Moonie

    ReplyDelete