1 - Vesikalı Yarim:
'Çok eskiden rastlaşacaktık...'
Sabiha (Türkan Şoray), Vesikalı Yarim
1968 yapımıdır. Tüm Türk filmleri içinde en çok sevdiğimdir. Benim için bir 'kült film'dir. Türkan Şoray'ın bu filmdeki güzelliğinin ve oyunculuğunun yanına, bence başka hiç bir Türk kadın oyuncu yaklaşamaz. Ne kadar gençtir, ne kadar güzeldir ve sarışınlık bile ona ne kadar yakışmıştır bu filmde! Ömer Lütfi Akad yönetmenliğini konuşturmuştur, siyah-beyazlığı ise filme ayrı bir hava katmıştır. Sabiha ve Halil'in aşkı, dünyanın en naif, güzel ve masum aşklarından biridir ve hep öyle kalacaktır benim için. Hikayenin gerçekçiliği ve hüznü, insanın içine işler. 'Kalbimi kıra kıra...' şarkısı ise uzun süre aklına kazınır bu filmi izleyenin.
Orhan Pamuk da en sevdiğim kitabı olan 'Kara Kitap'ta bahseder bu filmden. Benim için değeri hiç azalmayacak, hatta yıllar geçtikçe şarap gibi değerlenecek enfes bir klasiktir.
2 - Sevmek Zamanı:
'Sana, dünyada hiçbir erkeğin hiçbir kadını sevemeyeceği kadar aşığım. Sana aşık olarak kalmak istiyorum. İşte hepsi bu kadar.'
Halil (Müşfik Kenter), Sevmek Zamanı
Bir gün bir adam, tanımadığı bir kadının fotoğrafına aşık olur. Bu aşkı gözünde öyle büyütür ki, kadının gerçek haliyle tanışmayı bile reddeder bundan sonra.
1965 yapımı, yönetmeni Metin Erksan. Başrollerde hayranı olduğum Müşfik Kenter ve Sema Özcan var. Müşfik Kenter o kadar genç ki.. Gözlerime inanamadım. Önce onun o buğulu sesini duyacağım diye düşünürken, sesinin dublajlanmış olduğuna biraz şaşırdım ve hayalkırıklığına uğradım açıkçası. Ama sonradan farkettim ki filmin havasına öylesi daha uygunmuş. İlginçtir ki, bu filmde de yine Halil adında bir erkeğin aşk hikayesini izliyoruz.
Film hakkında ne söylesem bilmem ki.. İlk aklıma gelen şey, şimdiye kadar böyle bir Türk filmi izlememiş olduğum. Hem gerçeküstü sahneleri vardı, hem de gayet klasik Türk filmi diyalogları geçiyordu bazen karakterlerin arasında.. Bazı sahneleri, bir Tarkovsky ya da Bergman filminden alınmış kadar estetik ve güzeldi. Sinematografi, kadrajlar, siyah ve beyazın muhteşem uyumu, enfes güzellikte 'eski İstanbul' ve yağmur görüntüleri.. Hayran kaldım. Tasavvufta çok görülen bir tema olan 'Surete aşık olma' teması filmin ana çerçevesini oluşturuyor. Senaryo ve oyunculuklar konusunda ise yorum yapmıyorum. Bu klasik filmi, izleyip kendiniz karar verin bence. Eminim ki daha önce kesinlikle böyle bir Yeşilçam filmi izlememişsinizdir.
Sevmek Zamani'na en iyi Turk filmi denildigini duymustum, bunun uzerine ben de izlemistim. Cok farkli bir film, cok minimalist. Ama platonik aski anlatis bicimi cok hos. Mecnun'un icindeki Leyla'ya asik oldugundan gercek Leyla'yi geri cevirmesini hatirlatmisti bana.
ReplyDeleteMerhaba Nurvenur,
ReplyDeleteGercekten farkli bir film izledigimde cok sasirdim, hic daha once boyle bir turk filmi izlememis oldugum icin. Mecnun-Leyla hikayesine gercekten de buyuk benzerlikler var. Ben de cok hos oldugunu dusundum bu filmin :)
Moonie